Borçlu
ödeme emrine itiraz etmekle, savunma hakkını kullanmış olur.
Borçlu değişik
nedenlerle ödeme emrine itiraz edebilir. Borçlu o kişiye hiçbir zaman borcu
olmadığını, borcun geçerli bir şekilde doğduğunu ama borcu ödediğini, alacaklı
senede dayanıyorsa senedin sahte olduğunu ileri sürebilir. Bunun dışında borcun
zamanaşımına uğradığı, icra dairesinin yetkisiz olduğunu ileri sürebilir.
Borçlunun, borçlu olmasına rağmen itiraz etmesi de mümkündür. İtiraz sebebi ne
olursa olsun, itirazın haklı olup olmadığına bakılmaksızın, 7 günlük süre
içinde usulüne uygun olarak ödeme emrine itiraz edilmişse icra takibi
kendiliğinden duracaktır (m.66).
1. ÖDEME EMRİNE İTİRAZ SEBEPLERİ
Ödeme emrine
yapılan itirazı değişik kategorilere ayırmak mümkündür.
a) Maddi Hukuka İlişkin İtiraz
Sebepleri
Ödeme
emrinin dayandığı itirazlar genellikle maddi hukuk sebeplerine dayanmaktadır. *borç zamanaşımına uğramıştır,
*vade
gelmemiştir,
*borç ödendiği
için sona ermiştir.
b) Takip Hukukuna İlişkin
İtiraz Sebepleri
Bu
itiraz sebepleri alacaklının takip yapma yetkisinin bulunup bulunmadığı konusuna
ilişkindir.
*icra
dairesinin yetkisine ilişkin itiraz,
*derdestlik
itirazı,
*yeni mal
iktisap edilmediği itirazı.
İtirazı
bir diğer açıdan imzaya itiraz ve borca itiraz şeklinde ayırabiliriz:
a) İmzaya İtiraz
Alacak adî
senede dayanıyorsa, borçlunun senet altındaki imzayı kabul etmemesi imza
itirazıdır. İmzaya itiraz edildiğinin kabul edilebilmesi için borçlunun bu
itirazını ayrıca ve açıkça belirtmiş olması gerekir.
Örneğin,
bu senedi ben imzalamadım, imza bana ait değildir, imzayı kabul etmiyorum, imza
tarafımca atılmamıştır vb.
Borçlu
imzaya itirazını ayrıca ve açıkça belirtmezse, bu takip bakımından senet
altındaki imzayı kabul etmiş sayılır. Örneğin, borçlu, yalnızca “itiraz
ediyorum” veya 'borcum yoktur' şeklinde itirazda bulunmuşsa, adî senet
altındaki imzayı kabul etmiş sayılır; bu itiraz imzaya değil, borca itiraz
olarak değerlendirilir.
Borçlu
itirazını sadece borca itiraz veya sadece imzaya itiraz şeklinde
yapabilecektir. Bunun yanı sıra imzaya itirazla çelişmeyen borca itiraz
sebepleri, imzaya itirazla birlikte ileri sürülebilir. Bu durumda itiraz,
imzaya itiraz olarak kabul edilecektir.
Alacaklının
icra takibinde âdi senede dayanması durumunda, borçlu imzaya itiraz edebilir, alacaklı
hiçbir senede dayanmıyorsa, noterce onaylı bir senede dayanıyorsa ya da resmi
dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde usulüne göre verdikleri bir
belgeye dayanıyorsa, imzaya itiraz edilemez; bu durumda ancak borca itiraz
edilebilir.
b) Borca İtiraz
İmzaya
itiraz dışındaki bütün itirazlar borca itiraz olarak kabul edilir. Borçlunun,
borca itiraz ederken sebeplerini ayrıca bildirmesi gerekli değildir, yalnızca
'itiraz ediyorum' demesi borca itiraz bakımından yeterlidir ve icra takibini
durduracaktır. Sadece borca itiraz edilmişse borçlu, adî senetteki imzayı kabul
etmiş sayılır.
Kısmi itiraz:
Borçlu,
likit olan, yani miktarı belli olan borcun bir kısmına itiraz edebilir. Buna kısmi itiraz denir. Kısmi
itirazın geçerli olabilmesi için itiraz edilen kısmın miktarının ayrıca ve
açıkça belirtilmesi gerekir; aksi takdirde borca hiç itiraz edilmemiş sayılır.
Borçlu
geçerli bir kısmi itiraz yaparsa, itiraz edilen kısım için takip durur, itiraz
edilmeyen kısım için takip kesinleşir.
Borçlu
itirazında bildirdiği itiraz sebepleri ile kural olarak bağlıdır, onları
genişletemez ve değiştiremez. Ancak borçlunun bu sebeplerle bağlılığı,
alacaklının icra mahkemesinde itirazın
kaldırılmasını istemesiyle söz konusu olur. Borçlu bildirdiği
sebeplerin yanı sıra, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri
(örneğin senedin vadesinin gelmediği, senedin zamanaşımına uğradığı gibi) varsa,
onları da ileri sürebilir. Alacaklı genel mahkemelerde itirazın iptali davası
açarsa, borçlu bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Bütün itiraz
sebeplerini genel mahkemelerde ileri sürebilecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder